KARABÜK İLİ EFLANİ İLÇESİ
EFLANİ İLÇE HARİTA
EFLANİ İLÇE TARİH
İLÇENİN ADININ KAYNAĞI NEREDEN GELMEKTEDİR.
EFLANİ RESİMLER
EFLANİ FOTOĞRAFLAR
EFLANİ TANITIM
EFLANİ TARİH
EFLANİ
KARABÜK EFLANİ
EFLANİ KAYA VE MAĞARALAR
Eflani,ilk ve ortaçağlarda Amasra kolonisinin İç Anadolu ile bağlantısını sağlayan yol üzerinde bir savunma şatosu olarak yapılmıştır.
Bu şatonun Bithynia Hükümdarı Nikomedes'in oğlu Pylomes tarafından kurulduğu ve O'nun adını taşıdığı,Eflani adının bundan geldiği tahmin olunmaktadır.
CUMHURİYET DEVRİNE KADAR EFLANİ'NİN TARİHİ
Kaynaklar incelendiğinde Eflani'nin tarihi hakkında çok eskilere varan bilgilere rastlanılmamaktadır. Bu topraklar üzerinde kimlerin yaşadığını hangi medeniyetlere sahne olduğunu da kesin olarak bilmiyoruz.
Ancak, 1084'de Kastamonu ve Sinop bölgesini fetheden Kara Tigin Bey'in bir süre buraya da hakim olduğu kabul olunabilir. Bu arada Bizanslıların hakimiyetine geçmişse de 1213 yılında tekrar Türk hakimiyetine girmiştir.
Anadolu Selçukluları Sultanlarından,Sultan Mesut zamanında bölgede çıkan karışıklıklarda görevlendirilen Selçuklu Komutanının
karşı tarafın safına geçmesi üzerine Sultan Mesut Kastamonu bölgesini Komutanlarından Şemsettin Yaman Candar 'a bağışlamıştır.
Ancak,Muzafereddinin savaş meydanında öldürülmesine rağmen Mahmut'un Kastamonu kalesini Candar Bey'e teslim etmemesi karşısında Şemsettin Yaman Candar bölgenin en müstahkem şatolarından biri olan Eflani'de yerleşti.
(1292) Bu olay sononda Eflani Candaroğulları Beyliğinin ilk merkezi olmuş bulunuyordu. (1309) Kastamonu'nun Süleyman Paşa tarafından alınmasından ve beylik merkezinin buraya nakledilmesinden sonra da Eflani bu beyliğin önemli kalelerinden biri olarak vasfını kaybetmemiştir.
Candaroğullarından KötürümBeyazıt'ın oğlu 11. Süleyman Bey,Murad-ı Hüdavendigar'ın yardımı ile iktidara yükselince bu yardımına karşılık Eflani kalesini ve çevresini onlara armağan etmek zorunda kaldı. 1402'de Ankara bozgunundan sonra dahi her iki beylik arasındaki sınır Eflani kalesinden geçmekteydi.
Bu tarihlerde Eflani bir yandan Amasra'da ki Cenevizlilere bir yandan da Candaroğullarına karşı bir savunma noktası olarak ayrı bir değer taşımaktaydı.Fatih Sultan Mehmet Ceneviz problemini halletmek üzere 1469'da harekete geçince Amasra üzerine yürüyen Türk birlikleri Eflani' de toplandı.
Deniz yoluyla Amasra önüne gelen Murat Paşa bu limanı savaşsız teslim alınca Eflani'de ki birliklerden ayrılan garnizon Amasra'ya gönderildi.Kastamonu'nun bir sancak haline getirilerek Anadolu Beylerbeyliğine katılması üzerine Eflani kalesinin artık stratejik bir fonksiyonu kalmadı.
Bu arada Eflani'nin askeri değerini kaybettiğini ve sadece çevre köyleri için bir Pazar yeri olarak basit bir ekonomik değer taşımakta ve bundan sonra kaynaklarda Eflani'den "Pazar" adıyla bahsolunmaktadır.
Kanuni devrinde Eflani 80 akçelik küçük bir kadılık olarak teşkilatlandırılmış ve Kastamonu Sancak Beyliğine
bağlanmıştır.Tanzimattan sonra kurulan yeni vilayet teştkilatında isi 35 parça köyü ile Kastamonu Vilayetinin Safranbolu ilçesine bağlı bir bucak olmuştur. Cumhuriyetin ilanından önce Eflani Safranbolu ilçesine bağlı olup, Safranbolu ise Kastamonu İline bağlı bir ilçe durumunda idi.
CUMHURİYET DEVRİNDEN BUGÜNE KADAR EFLANİ'NİN TARİHİ
Cumhuriyet yönetimine geçildiğinde Eflani Safranbolu ilçesine bağlı ve 35 köyü bulunan bir bucak merkezi idi. Bu dönemde Safranbolu' da Kastamonu İline bağlı idi. Bu durum 1927 yılına kadar devam etti.1927 yılında Safranbolu'nun Zonguldak İline bağlanması ile Eflani'de bucak özelliğini koruyarak Zonguldak İli sınırları içine alınmış oldu.
1953 yılında çıkartılan 6608 sayılı Kanunla Eflani ilçe merkezi oldu. 1995 yılında Karabük'ün de İl olması nedeniyle Eflani bugün Karabük İline bağlı 54 kövü ve 5 mahallesi ile küçük bir ilçe konumundadır.İlçe merkezinde belediye teşkilatı 1 Eylül 1953 tarihinde kurulmuştur.
İLÇENİN TARİHİ YÖNDEN İLGİ ÇEKEN YÖRELERİ
Eflani ilk ve ortaçağlarda Amasra kolonisinin İç Anadolu ile bağlantısını sağlamak amacıyla bir savunma şatosu olarak kurulmuştur. Bu tarihi başlangıçtan konuyu ele aldığımızda Eflani'nin ilk çağlardan bu yana çok önemli bir merkez olduğunu görebiliriz. Şemsettin Yaman Candar, bölgenin en müstahkem şatolarından biri olan Eflani'yi 1292 yılında Candaroğulları Beyliğinin merkezi yapmıştır. Konuyu özetlersek,Eflani; Bizans,Cenevizliler,Selçuklular ve Osmanlı medeniyetlerine beşiklik etmiş tarihi bir beldedir.Bu geniş zaman içinde ilçenin çeşitli yörelerinde bir çok tarihi yapıtlar meydana getirilmiş bu tarihi yapıtlardan bugüne pek azı kalmıştır. Bunlar da tarihi özelliklerini kaybetmek üzeredir. İlçe merkezindeki tarihi yapıtlardan Taşhan , Evliyahanı ve Refikdayıoğulları Oteli ile Tabaklar Köprüsü kısmen özelliklerini muhafaza etmektedirler. Ayrıca Gelicek ve Karacapınar köylerindeki bir çok ev tesbit edilerek koruma altına alınmıştır.Bunlara ilaveten hemen her köyde tarihi izler taşıyan benzeri eserler mevcuttur.Tarihi eserler arasında bugün kalıntılarına rastladığımız su yolları,manastır yıkıntıları,kaya mezarları,tümülüsler ve höyükler ile mağaralar mevcuttur. Ancak, bu tarihi eserlere ulaşmak için gerekli altyapı henüz oluşturulmamıştır. Bu nedenle bu tarihi eserleri görmek için turlar düzenlemek mümkün olmamaktadır.
Eflani 1953 yılında ilçe olmuş, 1995 yılına kadar Zonguldak'a bağlı kalmıştır. İlçenin Karabük iline uzaklığı 47 km dir. Yüksek dağlar ve vadiler arasında yer alan Eflani'min 5 mahallesi 54 köyü vardır. Yüzölçümü 536 km karedir Denizden yüksekliği 930 metre dir. Toplam nufusu 12.000 dir Şehir merkezinde 3885 kişi yaşamakta olup nufusun kalan kısmı köylerde yaşamaktadır. İlçenin en önemli yükseltisi Tepedağ (1043m.) dır.
EFLANİ İLÇESİNE GENEL BAKIŞ
GENEL DURUMU:
a)Genel yapı:
Bölge arazi yapısı bakımından iki farklı arazi kesiminden oluşmaktadır.Kuzeyde Çal köyünün kuzeyinde Mahmut kırma tepe (1088) m , kaletepe (1097 m), Ala taş tepe (1117 m), kösüreleik tepe (1150 m), Kartınaltı tepe (1102 m), Çoban kuyusu tepe (1084 m), Güneyde Kızılgüney tepe (81176 m) (Soğucak köyünün güneyinde), İğdirtepe (1040,5 m) (Günlüce köyünün güneyinde), Karlıtepe (938 m) (Müftüler köyünün kuzeyinde)
, Alankadı tepe (1056 m) (Kavak köyünün kuzeyinde), Güneyinde kalan ve ova köyleri olarak bilinen Karataş, Akçakese, Ovaçalış, Ovaşeyhler, Soğucak, Hacışaban, Bağlıca ve Kutluören köyleri Kuzeyden güneye doğru uzanan bir dere içerisinde yer alır ve Ovacuma bölgesine kadar uzanır.Diğer bölgeler arazi yapısı bakımından benzerlik gösterir.Genelde küçük düzlük ve tepelerden oluşur.Orta kısımda 3 Adet Gölet mevcuttur.Arazi tepelerde sert ve kayalıktır.Diğer bölgeler yumuşak bir yapıya sahip olup en ufak bir yağışta kaymaya müsaittir.
b) Dağlar :
Kuzeyde Çal köyünün kuzeyinde Mahmut kırma tepe (1088) m , kaletepe (1097 m), Alataş tepe (1117 m), kösüreleik tepe (1150 m), Kartınaltı tepe (1102 m), Çoban kuyusu tepe (1084 m), Güneyde Kızılgüney tepe (81176 m) (Soğucak köyünün güneyinde), İğdirtepe (1040,5 m) (Günlüce köyünün güneyinde), Karlıtepe (938 m) (Müftüler köyünün kuzeyinde), Alankadı tepe (1056 m) (Kavak köyünün kuzeyinde), bu tepelerde çam - meşe - köknar - ağaçları mevcut olup boyları 3 ile 15 metre arasında değişmektedir.
c) Yaylalar ( Platolar ) :
Bölgemizin kuzeyinde tek bir yayla mevcut olup (Akçakese köyü) ULUS İlçesi ile müşterek olarak kullanılan Ulu yayladır. Genişliği 3000 metredir. Mayıs ve Ağustos ayları arası turizme leverişlidir. Kış ayları kullanılmayıp ulaşımı zordur .
ULU YAYLA: (Akçakese köyü) Ulus İlçesi ile müşterek olarak kullanılan Ulu yayladır.Merkeze uzaklığı 20 km. dir. 14 km.si asfalt diğer kısmı stabilizedir. Genişliği 3000 metredir. Mayıs ve Ağustos ayları arası turizme elverişlidir.Her yıl 8 Ağustos tarihinde yayla şenlikleri düzenlenmektedir. Kış aylarında ulaşım zordur .
BEDİL YAYLASI:
İlçemizin kuzey-batısında yer alır. Merkeze uzaklığı 10 km. civarındadır. Yolun 6km. si asfalt diğeri ise stabilizedir. Yaylanın kuzeyi boydan boya,yüksekliği yer yer 70 ile 100m. arasında değişen kez kaya adında düz ve dik bir dağ sırasıyla kesilmektedir. Bu kaya üzerinden tüm ova köyleri kuşbakışı görülebilmektedir. Kez kayadan görülen bu manzara görenleri büyülemektedir. Dibek Pınarı ve çevresi çok güzel bir pişknik alanıdır. Özellikle sonbahar aylarında kanlıca mantarı toplamak için çevreden çok sayıda insan gelmektedir.
EŞEK MEYDANI:İlçemiz Eflani-Karabük yolu üzerinde ve ilçemize 10km. uzaklıkta yer almaktadır. Ulaşımı kolay ve herkes tarafından bilinen bir yerdir. Özellikle yaz aylarında piknikçilerin yoğun akınına uğramaktadır.(ğaralar :
Cinoğlu ( cinemaroz) Mağarası ( Kaya tüneli) : Acıağaç Köyünün 4 km. kuzey batısında yer alır. Yaklaşık 2,5 m genişlikte ve 2,5 m. Yüksekliğindedir.Tünelin at nalı şeklinde ağzı olup üzeri tonozludur. Tamamen el yapımı olan bu mağaramızın içersinde 130 merdivenden sonra karşımıza temiz bir su çıkmaktadır ve ileriye devam edilememektedir. Mağaranın ön kısmı tahrip edilmiş , iç kısımları yer yer kazılarak merdivenlerin çoğu kırılmıştır.
Ulugeçit Mağarası : Ulugeçit köyünün 500 m. Güney doğusunda yer alır. Mağaranın girişi 1m. Yükseklik ve 70 cm. enindedir. İçeriye girildiğinde ise yükseklik 3m. Genişlik 4m. Uzunluk ise 3,5 m. Civarına kadar uzanır. 1945 li yıllarda II. Dünya savaşında savaş endişesiyle mağaranın içerisi sığınak amacıyla temizlenmiştir. Mağaranın yaklaşık 500m. Batısında 75 cm yükseklik ve 60 cm. genişlikte , oval biçimde kaya tüneli bulunmaktadır. Yaklaşık 5m. Gittikten sonra tünel çökmeler nedeniyle daralmakta ve ileriye gidilememektedir.
Ayrıca Demirli köyü İncüğez mahallesi çevresinde , Bağlıca Köyü ve Karataş Köyü çevresinde birçok mağara bulunmaktadır. Bunların çoğu define avcıları tarafından tahrip edilmiştir.
EFLANİ TÜMÜLÜSLERİ
Eflani bölgesinde (24 tane) Tümülüs vardır.
Eflani'nin 1 saat doğusunda Esencik Köyünde 3 tane (ören) tepeleri , 7 tane de (kervan) tepeleri adını taşıyan 10 Tümülüs olup henüz kazılmamışlardır.
Eflani'nin yarım saat güney batısında Yalacık köyünde (köle ) tepesi, (Kocatepe) ve ( Çalışlar ) tepesi denilen 3 tümülüs vardır. Bunların çoğu kazılmış ve tahrip olmuştur.
Eflani'nin kuzey batısında Kıran Köyünün Paşabey mahallesiyle, Mevruk köyünün Mahmutlar mahallesi arasında Tümülüs bulunmaktadır.
F)HÖYÜKLER
Bu bölge verimli topraklarıyla bir ziraat yeridir. Onun için eski insanlar zaman zaman burada iskân yeri kurmuşlardır. Bunların sayısı 2 tane olup Ören tepesi, Semerco Tepesi diye isimlendirilmişlerdir.
ÖREN TEPESİ:
Eflani'nin Kılvar Köyündedir. Olduğu yerde etrafı tepelerle çevrilmiş küçük bir düzlük ve bir de pınar vardır. Tepenin boyu 120 eni 50 yüksekliği 10m. dir. Doğu tarafının tepesine yakın yerinde biraz kazılmış moloz taşından harçla yapılmış bina temeli çıkarılmıştır. Höyükte bulunan çanak çömlek parçaları şu evsaftadır.
1-İçine kum karıştırılmış olan ince hamurdan çarkla yapılmış perdahlı ve gri parçalardır.
2-Aynı vasıfta olan çanak çömleğin bir de pembe renklisi vardır.
SEMERCO TEPESİ:
Höyük Eflani'nin Ulugeçit Köyünün güney bitişiğindedir.Boyu ve eni 150 yüksekliği tabiî tepeyle beraber 40m.dir. üzerinde eni ve boyu 60m. olan bir düzlük olup tarla haline getirilmiştir.Doğusundan kazan köylüler küp,kömür, saman ve bina temelleri çıktığını söylemişlerdir.Bulunan çanak çömlek 2 kısma ayrılmıştır.
1-Hamuruna kum karıştırılarak çarkla yapılmış siyah veya grimsi parçalardır.
2-Aynı teknikle yapılmış içi ve dışı pembe renkli parçalardır.
ASAR KALESİ
İlçemiz Seferler Köyü kayalı mahallesinin 250 m. güneyinde doğal bir tepenin üzerine kurulmuştur. Doğu ve batısı oldukça yüksek ve % 50 meyillidir. Kuzey batısı daha alçak olduğundan dolayı kaleye bu tarafından çıkılmaktadır. Tepesinde kuturu 30m. olan bir düzlük vardır. Bu düzlük tarla halindedir. Etrafında harçsız moloz taşından yapılmış bir sur enkazı bulunmaktadır. Kale Osmanlılar zamanında savunma amaçlı olarak kullanılmıştır.
EFLANİ İLÇE AKARSULAR
Akarsular :
Kuzeyden batı istikametine akan 1,5 Km uzunluğunda yer yer 1 ile 5 metre genişliği bulunan yer yer 15 cm. ile 1 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 5 m3 debisi bulunan Kızılcık deresi,Kuzey batıdan kuzeye doğru akan 700 m uzunluğunda yer yer 1 ile 5 metre genişliği bulunan yer yer 20 cm. ile 1 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 4 m3 debisi bulunan Değirmendere,Kuzey batıdan kuzeye doğru akan 2,5 Km
uzunluğunda yer yer 1 ile 7 metre genişliği bulunan yer yer 20 cm. ile 1 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 8 m3 debisi bulunan Fındıklı deresi,Kuzey batıdan kuzeye doğru akan 2 Km uzunluğunda yer yer 1 ile 5 metre genişliği bulunan yer yer 20 cm. ile 1 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 6 m3 debisi bulunan Korukıyı deresi,Güney doğudan kuzeybatıya doğru akan 300 m uzunluğunda yer yer 1 ile 3 metre genişliği bulunan yer yer 10 cm. ile 50 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 2 m3 debisi bulunan Kandamış deresidir.Bütün dereler geçiş imkanı sağlamakta olup yaz aylarında kuruma derecesinde suları azalmaktadır
Göller-Göletler ve Barajlar :
Bölgede tabii göl yoktur. DSİ tarafından sulama maksadıyla 3 adet gölet yaptırılmış olup bunlar; 1 Km genişlikte 20-25 m derinliğinde Bostancılar göledi, 1150 m genişliğinde 25-30 m derinliğinde Ortakçılar göleti ve 2500 m genişliğinde 40-50 m derinliğinde Esencik göletleri mevcuttur. Bölgede baraj bulunmamaktadır.
ŞİFALI SULAR
İlçemizde bilinen 2 adet şifalı su kaynağı bulunmaktadır.
1.Yağlıca Köyü sınırları içersinden çıkıp Safranbolu Çatak Köyüne akan ACISU, yaklaşık 0.5 lt/sn debiyle kaynaktan çıkan bu su maden suyu tadında olup kükürt ve demirsülfür içermektedir. Kaynaktan çıktığında ağır bir koku yaymakta ve geçtiği yerde sarı kahverengi bir renk bırakmaktadır. Çevre ilçelerden çok sayıda insan bu suya gelerek yıkanmakta ve cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.
2.Abakolu Köyü Doğanoğlu Mahallesi sınırları içersinde doğup Kuloğlu deresine karışmaktadır.Çingen Köprüsünün yaklaşık 2 km. kuzeyinde ve yukarısında dik orman arazisinin çay tabanına yakın bir bölgesinden 20 lt/sn debiyle çıkmakta ve burada bir havuzda toplanmaktadır. Yöre insanı burayı çok iyi bilmekte ve özellikle hasat mevsiminden sonra gelerek suda yıkanmaktadır. Fiziksel ve kimyasal özellikleri Acısu ile aynıdır. Çeşitli cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Bu su civarında tabiat çok güzel olup sağlık turizmine yönelik tesislerin yapımına uygundur.Bu tür tesisler yapıldığında bu bölge sağlık turizmi,ofroad turları ve av turizmine açılabilir.Ayrıca bu mevkiden geçen Kuloğlu deresi üzerinde alabalık üretim çiftlikleri kurulabilir.Hayvancılık yapılabilir.
EFLANİ İLÇE İKLİM
a) İklim
Eflani İlçesinde genelde karasal iklim hüküm sürmektedir.Yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve bol kar yağışlıdır.Ancak Ova köylerinin kuzeyinde yazları daha sıcak kışları daha ılıman ve az yağışlıdır.
b) Hava Şartları :
Bölgenin tamamında kış ve yaz aylarında yoğun sis görülür.Bu havalarda görüş mesafesi bazen 5 metre kadar düşmektedir. Kışın fazla kar yağmasından dolayı Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında ova köylerinin yolları kapanmaktadır. Ayrıca bu aylarda özellikle Asfalt yollarda buzlanma olmaktadır. Bölgenin hakim rüzgarları lodos ve poyrazdır. Kış mevsiminde kuzey batıdan güneye doğru 1-6 Km hızla esen rüzgarlar görülmektedir.
EFLANİ İLÇE BİTKİ ÖRTÜSÜ
BİTKİ ÖRTÜSÜ
İklimi her mevsim yağışlı olduğundan ormanlarla kaplıdır.Kültür bitkileri yetişmez.İlçe topraklarının 19.942 hektarı ekilebilir, 26.524 hektarı çayır ve meradır. 34 hektarı meyvalık,4.400 hektarı da ekilemeyen arazidir. Bölgemizde yaz ve kış aylarında yapraklarını dökmeyen karaçam, sarıçam ağaçları ile kışın yaprak döken meşe, palamut, kayın, ardıç ormanları mevcuttur. Tepeler arasındaki düzlük arazilerde arpa ve buğday ekilir. Bölgenin çok soğuk olması don olaylarının meydana gelemsi meyve ve sebze yetiştirilmesini engeller. Buğday ve arpalarda bu nedenle verim çok düşüktür.
EFLANİ İLÇE ULAŞIM
ULAŞIM
Eflâni çevresinde bulunan Safranbolu,Karabük,Daday,Pınarbaşı'na asfalt yolla bağlıdır. Pınarbaşı,Azdavay ve Selalmaz'dan İstanbul'a giden araçlar kısa olduğuğundan Eflâni'den geçen yolu kullanmaktadırlar. Bu da ilçemize haraket getirmektedir.İlçemizden İstanbul'a her gün otobüs seferleri vardır.Ayrıca İstanbul'dan ilçemize de her gün otobüs seferleri yapılmaktadır.Her saat başı Karabük ve Safranbolu'ya minübüsle ulaşım sağlanmaktadır.İlçeyi Karabük'e bağlayan yolun 26 km.lik bölümünün 18 km.si yeniden diğer yerlerinin ise tamir ve bakımı yapılmıştır. İlçenin köyler arasındaki yolların da büyük bir bölümünde asfaltlama yapılmıştır.
GEÇİM KAYNAKLARI
1.TARIM:Toprakların 14.860 Dekar'ı sulu arazi 374.000 Dekar'ı susuz arazi 350.000 Dekar'ı orman alanı 10.000 Dekar'ı kültür dışı alandır. Mevcut üç sulama göledinin çevresi hariç bölgenin tamamında kuru tarım yapılmaktadır. İlçe ve köylerinde tahıl ekilmekte,ekonomik değeri olan kültür bitkileri yetiştirilmektedir.Tahıl tarımında traktör ve gübre kullanılmasına rağmen verim çok düşüktür.Bu da tarımın bilinçli olarak yapılmadığını gösterir. Tahıl üretimi verim ve ekilebilir arazi az olduğundan ekonomik bir değer taşımaz.Ancak ekmek yapımı,hayvanlara yem ve saman sağlar.
MADENLER:
Bölgemizde Yağlıca köyü civarında ve Esencik köyü civarında geniş mermer yatakları mevcut olup,bunlarda küçük işletmeler tarafından yaz aylarında çıkarılmaktadır.
ŞENLİKLER:
Turizm maksatlı Akçakese köyü Ulu yayla da 16 AĞUSTOS' DA Yağlıca köyünde 25 TEMMUZ'DA buzağı şenliği düzenlenmektedir.
2.HAYVANCILIK
İlçe merkezi ve köylerinde yerli ırk,küçük yapılı,et ve süt verimi beslense de son yıllarda bu alışkanlıktan vazgeçilmeye başlanmıştır. Ef-Ko yoluyla iyi cins inekler ilçe köylerine gelmiştir. Fabrikasyon yem tüketimi azdır . Etleri kalitelidir. Köylerde az miktarda koyun beslenir.Tavukçuluk ise aile ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. Yaklaşık 25.000 adet büyükbaş, 11.500 adet küçükbaş (Koyun Keçi ) tahminen 60.000 adet kümes hayvanı ve tahminen 2.000 adet arı ekovanı mevcuttur.
3.MEYVECİLİK
İlçe ve köylerinde elma,armut,ceviz,erik yetiştirilmektedir.Ancak bunların bakımı ve ilaçlanması yönünde gerekli uygulamalar yapılmamaktadır.Yetiştirilen ürünler aile ihtiyacını karşılamaya yöneliktir.
4.SEBZECİLİK
İklimi sert olduğundan birçok sebze çeşidi yetiştirilmez.Ancak fasulye ,kabak, mısır ,nohut, patates,soğan gibi sebzelerden iyi verim alınabilir.
5.İŞÇİLİK
İlçe köylerindeki halkın büyük bir kısmı Karabük DÇ emeklisidir.Ayrıca İstanbul'da fırıncıların ve pastacıların %80'i Eflânilidir.Bunların bir kısmı İstanbul'a yerleşmiş,bir kısmı da mevsimlik olarak gidip gelmekte ailesinin geçimini bu şekilde sağlamaktadır.İlçe ve köylerimizde iş sahası olmadığından sürekli bir göç olayı vardır.
EFLANİ İLÇE NÜFUS
NÜFUS
İlçe merkezinde toplam nüfus mahallelerle birlikte 2600 civarındadır.Kadın-erkek nüfusu hemen hemen eşittir. İlçenin köyleriyle birlikte nüfusu sürekli değişmekle birlikte 10.000 civarındadır.Bu nüfusa gurbetteki nüfusu da eklersek 30.000 gibi rakamlar çıkmaktadır.Bu ilçeden büyük bir göç olduğunu ve devam ettiğini göstermektedir.
İlçede merkezde 1,köylerde 2 olmak üzere 3 sağlık ocağı bir de sağlık evi vardır.Köylerdeki sağlık ocaklarında genelde doktor bulunmamaktadır.Gelen doktorlar yeni mezun olup,kısa sürede başka yerlere tayin istemektedirler.Bu yüzden köylerdeki sağlık taramaları ve aşılar merkez sağlık ocağı tarafından yapılmaktadır.
Köylerde kanalizasyon büyük bir sorundur.Çoğu evlerin kanalizasyonu yoktur.İçme sularının çoğunun gerekli tahlilleri yapılmadan içilmektedir.
Aşı bilinci yerleşmektedir.
Az da olsa akraba evliliklerine rastlanmaktadır.Hastalıklara karşı kurşun dökme gibi batıl inançlara az da olsa itibar edilmektedir.
EFLANİ İLÇE KÜLTÜR
KÜLTÜR VE EĞİTİM
İlçe merkezinde okuma yazma oranı %99, köylerde ise %95 civarındadır. köy okullarının tümü Merkez Atatürk İlköğretim Okulu ve Şehit Ali Şen Korkut İlköğretim Okulu'na taşımalı veya Avni Akyol YİBO'ya yatılı olarak alınmıştır. İlçe merkezinde 2 ilköğretim,1 yibo ve bir de çok programlı lise vardır.Ayrıca Çalıkahvesi'nde bir ilköğretim okulu vardır.İlçemiz İMKB ÇPL öğrenci sayısı gittikçe artmaktadır..Tüm okullarımızda birer adet bilgisayar laboratuvarı bulunmaktadır.
Halk Eğitimi Merkezi ilçe merkezinde ve köylerde halıcılık.biçki-dikiş,avcılık ve atıcılık, bilgisayar, cember kursları düzenlemektedir.
İlçenin kendine ait oyunları ve türküleri yoktur.Giyimlerde eskiden kullanılan fes,kuşak gibi yöresel giyimler hemen hemen yok denecek kadar azalmıştır.Cember alışkanlığı ise 35 yaş üzeri kadınlarda devam etmektedir.
İLÇE VE KÖYLERİNDEKİ BATIL İNANÇLAR
Gece tırnak kesmek,akşam horozun ötmesi uğursuzluk sayılır.Kurşun dökmek,belli yerlerdeki ağaçlara ip bağlamak,türbelerde kurban kesmek,gece ıslık çalmak,önünden kedi, köpek, tavşan geçmesi,arabanın önünden kadının geçmesi , baykuş ötmesi
KOOPERATİFÇİLİK
İlçe köylerinde kooperatifçilik yoktur.
İlçe merkezinde köyleri de içersine alacak şekilde kısa adı EF-KO olan, üretime ve ürünleri değerlendirmeye yönelik kooperatif kurulmuştur.Bu kooperatif çalışmalarını süt ve hayvancılığa yönelik sürdürmektedir.Bu kooperatif süt ürünlerini değerlendirmek için 1 adet süt fabrikası kurmuştur.
İlçede çiftçiye hizmet veren 1 de Tarım Kredi Kooperatifi bulunmaktadır.
EFLANİ İLÇE GELENEK VE GÖRENEKLER
GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZ
İLÇEMİZDE DÜĞÜNLER:
İlçemizde düğünlerin geleneksel özellikleri vardır. Fakat gerek teknolojinin gelişimi gerekse ekonomik gelişmeler bazı gelenekleri değiştirmiştir. Eskiden düğünler sekiz gün sürerdi. Düğünler genelde içkili ve davul-zurna eşliğinde yapılırdı. Cuma günü baklava bağlama dediğimiz tatlıları hazırlama işlemleri başlardı. Salı gün akşamı damat evinde köylü gecesi düzenlenirdi. Buradaki amaç ertesi gün çalışacak ve misafirlere hizmet edecek gençleri ağırlamaktır. Çarşamba günü sabahtan 11-14 arası kız tarafı ve yakın çevreleri erkek evine gelir ve ağırlanır.Saat 14'ten sonra ise danacı diye adlandırılan genç çevresi (gelinin erkek kardeşleri varsa öncülük eder.) düğün evine gelirler.Geç saatlerekadar, belki de sabahlara kadar eğlenilirdi.Çarşamba günü ikindi saatlerinde damada kına yakılır , aynı gün akşamı geline gelin evinde kına yakılır ve kadınlar kendi aralarında eğlenirler.Perşembe günü ise saat 11 civarında kız almaya gidilir.Gelin çıkması davul-zurnaeşliğinde saat14-15 civarlarında olur.Cuma günü ise duvak dediğimiz kadınların düğünü vardır.Öğle saatlerinde başlar ve Cuma namazından sonra damadın içeriye gelerek gelini dışarıya çıkarmasıyla duvak sona erer.Pazar günü ise damat-gelin yakın çevresini yanına alarak baba evini ziyarete gider. 3 gecelik dediğimiz bu olayda sofra kurulup yemeğe başlayasıya kadar damat kimseyle konuşmaz.Sofraya oturduğunda yemeğe hemenbaşlanmaz.Sofrada yemeğin üzerine kaşıklar çatılır ve beklenir.Gelinin babası damada bir hediye vaat eder. (bu genellikle tarla veya hayvan olur.)Bu hediyeden memnun kalınırsa yemeğe başlanır ve damadın dili çözülür. Daha eskilerden yani köylerde yol ve traktörolmadığı zamanlarda kızın çeyizlerinden oluşan başlık arabası öküz arabası idi.Öküzlerin koşulduğu boyunduruğun ortasına büyük bir çan bağlanır ve araba süslenirdi.Dünürşü dediğimiz damat tarafının kadınları ve erkekleri kendi aralarında at yarışları düzenlerlerdi.Gelin at ile getirilirdi.Atın özellikleri ve güzelliği çok önemliydi. Yolların yapılması , arabaların çoğalması ile bu gelenek kalkmıştır.Gerek ekonomik şartlar, gerekse içkinin etkisiyle bazı kişilerin taşkınlık yapması davullu düğünleri azaltmıştır.Yakın zamanda salon düğünleri yaygınlaşmaktadır.
Düğünlerde Gelin Ve Damada Kına Yakımı
CENAZE: Cenazenin arkasından her yerde olduğu gibi yas tutulmaktadır.Cenaze evinde yemek verilir.Devir dediğimiz ölmüş kimsenin anısına, yakınları tarafından fakirlere ve hayır kurumlarına kişinin maddi durumuna göre yardımda bulunulur.Ölümü takip eden Cuma namazı sonrası Camiye helva getirilerek cemaate dağıtılır.7ve 52 gün sonra cenazenin yakınları tarafından Mevlidî Şerif okutulur, dualar yapılır,ileriki tarihlerde de uygun zamanlarda hatim ve dualara devam edilir.
BEDDAM: Baharın müjdecisi olan 21 Mart günü yüksek bir tepeye çıkılarak büyük bir ateş yakılır ve ateşin etrafında toplanılarak eğlenilirdi.Daha önce pişirilmiş olan yumurtalar tokuşturularak yarışmalar düzenlenirdi.Yumurtası kırılan ,yumurtayı kıran kişiye kırık yumurtasını verirdi.Bu alışkanlıklar ilçemizde tamamen kalkmıştır.
HIDIRELLEZ: Mayıs günü türbelerde ateşler yakılır , yemekler pişer, adakları olanların getirdiği hayvanlar kesilir ve çevredekilere dağıtılır.Topluca namaz kılınır ve dualar okunur.
BAYRAMLAR VE ZIYRAT:Ramazan ve Kurban Bayramından 1 gün önce Zıyrat dediğimiz mezarlık ziyaretleri yapılır.Topluca namaz kılınarak geçmişlerin anısına dualar okunur.Bayram günü ise namazdan sonra yaşlılar öne geçmek suretiyle sıra olunur ve bayramlaşma yapılır.Bayramlaşmadan sonra topluca yaşlılar ve hastalar ziyaret edilir. Çocuklar ise bir araya toplanarak evleri dolaşır,bayramlaşarak şeker ve harçlık toplarlar.
SÜNNET DÜĞÜNLERİ:Çevremizde eskiden sünnetler işin ehli olmayan gezici kişiler tarafından yapılırdı. Son zamanlarda sünnet düğünleri yaygınlaşmaktadır.Sünnetten birgün öncesi akşamı kadınlara yönelik kına gecesi düzenlenir ve oyunlar oynanır.Ertesi gün sünnetten önce konvoy oluşturularak sünnet olacak çocuklar gezdirilir.Sünnetten sonra isekadınlar arası mevlit okutulur ve yemek verilir.
EFLANİ İLÇE YEMEKLER
YÖRESEL YEMEKLERİMİZ:
İlçemizde her türlü yemek yapılmaktadır. Geniş bir yemek kültürüne sahiptir.Özel günlerde yapılan ve davetlilere ikram edilen en ünlüleri hindi eti, bandırma, çökelek gözlemesi, mantar gözlemesi, et gözlemesi, pörüşke, lokum, mıklama, malak , zıyratlarda miyana helvası, özel günlerde yapılan aşure yemeklerini sayabiliriz.
YÖRESEL CEMBER BEZİ
AV VE YABAN HAYATI
İlçemiz ormanlarında çeşitli yaban hayvanları yaşamaktadır.En çok rastlananlar ve avlanan hayvanlar tavşan elik, tilki kurt , yaban domuzu , ayı, keklik , bıldırcın, yaban ördeği, yaban kazı, kara tavuk vb. hayvanlardır. Ayrıca Göletlerimiz balık avcılarının gözde mekanlarındandır. Göletlerde İsrail sazanı , aynalı sazan ve çay balığı gibi balık türleri bulunmakta ve avlanmaktadır
EFLANİ İLÇE TÜRBELER
İLÇEMİZDE TÜRBELERİMİZ
Çalışlar Türbesi
ÇALIŞLAR MAHALLESİ TÜRBESİ
Çalışlar Türbemizde 12 kabir vardır. Bunlardan biri çocuk biri bayan 10 tanesi de erkek. Erkeklerden ikisi Orta Asya'dan (Buhara veya Horasan) gelmişler. Çocuğunda bunlarla beraber geldiği sanılmakta.
İkisi de, bu ilk gelen zevatı defneden talebeleri. Diğerleri Köyün içinden bunlara yakın olan, bunların sohbet ve sırlarına vakıf olanlar.
Biri zamanın İmamı (Safranbolu Kızılören köyünden),
Biri İmamgil'den Hüseyin efendi,
Birisi de Hatip'gilden Şeyh İsmail efendi.
Bu Zat-ı Muhteremler Orta Asya Buhara veya Horasan tarafından takriben 300 veya 500 sene evvel (2 kişi) irşad için bu beldeye gelmiş, uzun yıllar hizmet etmişler.Bir müddet köylüler kendilerini misafir etmiş.Daha sonra Caminin üst katında kendilerine tahsis edilen odada kalmışlar. Ömürlerinin sonuna kadar burada ikamet etmişler.Bir sonbahar mevsimi akşam sohbetten sonra Caminin İmamı (Safranbolu Kızılören tarafından) ve yanında köyden de iki kişi ile (biri İmamgil'den, biri de Hatip'gilden Şeyh İsmail) beraber iken bu iki zat çok sıkıntılıdırlar. İmam, sıkıntılarının sebebini sorar söylemek istemezler. İsrar edince; "Bize emr-i hak vaki olacak bu gece, üç geyik gelecek bunları kurban ediniz, etini dağıtınız,bizi
yıkamaya gelecekler onların yıkamasına müsaade edin" demişler. İmam sabahleyin Ezan okumak için minareye çıkarken odanın önünden geçiyor. Kapıya üç defa vuruyor 'sallu sallu sallû' diyor. Ezanı okuyup dönüşte gene kapıyı vurup 'sallû sallû sallû' diyor, geçip sabah namazına duruyorlar.Namaz bittikten sonra Camiden ilk çıkan kişi kapıdan çıkar çıkmaz azametle bağırıyor, "burada yabancı hayvanlar var" diye. İmam hemen yerinden fırlar dışarı çıkar yabancı hayvanları (geyikleri) görür. İmam bu gördüklerinizi kimseye söylemeyin der ve üst kata bu Zat-ı Muhterem'lerin kaldığı odaya gider. Bakar ki ikiside vefat etmiştir. Cemaat dışarı çıktığı zaman görürler ki geyikler sanki kurban olacak kurbanlık gibi kıble istikametine yatmışlar.Hayretler içinde kalırlar.Bu geyikler burada kurban edilir. Eti cemaate dağıtılır. (Türbede bulunan geyik boynuzlarının bunlar olduğu sanılmaktadır.)Aynı gün hakikaten yabancı iki kişi gelir ve bunları yıkar ve defnederler. Allah rahmet etsin cümlemizi şefaatlerine nail eylesin…Mahallenin bir manevî havası vardır. Hanelerin lakablarına bakıyoruz hepsinin manevî kökenli olduğunu görüyoruz. (Hacıgil,İmamgil,Hatipgil,Alişıhlar,Dervişoğulları….gibi)
Genellikle manevî değerlere sahip çıkılıyor. Son zamanların büyük alimi Bediüzzaman hazretlerinin has talebelerinden Mustafa SUNGUR' da bu mahalledendir. Bu mahallede düğünler davulsuz, içkisiz yapılırmış. Bu türlü hallerde kerametvarî hadiselerin ortaya çıktığı rivayet edilmektedir.Camide (1840-60 yıllarında) yangın çıkmış. Caminin tamamı yanmış, ağaç minare yanar vaziyette türbenin üzerine doğru yıkılmış, ama türbe ağaç olmasına rağmen hiç yanmamış. Yangın sanki bıçakla kesilmiş gibi türbe tarafında sönmüş
Resmî Kayıt hakkında; Eskiden Eflani Belediyesinde mahallelere bakan bir bölüm varmış (Kütb-ü ……) Burada mahalle vetürbeye dair bir risale varmış. Ama burası yanınca yangınla birlikte yanmış.
Kaynak; Muhittin SUNGUR ona amcası Hacı İzzet (1307 doğumlu ) anlatmış.
(Aynı zamanda büyüklerin rivayeten anlattıkları da bu istikamettedir. Eğer bir gün resmi kayıtlarda bunlar hakkında daha geniş bilgi elde edilirse kaynaklara göre bu bilgiler yeniden değerlendirilecektir.
Acıağaç Türbesi
Günnüce Köyü Türbesi
EFLANİ İLÇE KÖYLERİ
İLÇENİN ADININ KAYNAĞI NEREDEN GELMEKTEDİR.
EFLANİ RESİMLER
EFLANİ FOTOĞRAFLAR
EFLANİ TANITIM
EFLANİ TARİH
EFLANİ
KARABÜK EFLANİ
EFLANİ KAYA VE MAĞARALAR
Eflani,ilk ve ortaçağlarda Amasra kolonisinin İç Anadolu ile bağlantısını sağlayan yol üzerinde bir savunma şatosu olarak yapılmıştır.
Bu şatonun Bithynia Hükümdarı Nikomedes'in oğlu Pylomes tarafından kurulduğu ve O'nun adını taşıdığı,Eflani adının bundan geldiği tahmin olunmaktadır.
CUMHURİYET DEVRİNE KADAR EFLANİ'NİN TARİHİ
Kaynaklar incelendiğinde Eflani'nin tarihi hakkında çok eskilere varan bilgilere rastlanılmamaktadır. Bu topraklar üzerinde kimlerin yaşadığını hangi medeniyetlere sahne olduğunu da kesin olarak bilmiyoruz.
Ancak, 1084'de Kastamonu ve Sinop bölgesini fetheden Kara Tigin Bey'in bir süre buraya da hakim olduğu kabul olunabilir. Bu arada Bizanslıların hakimiyetine geçmişse de 1213 yılında tekrar Türk hakimiyetine girmiştir.
Anadolu Selçukluları Sultanlarından,Sultan Mesut zamanında bölgede çıkan karışıklıklarda görevlendirilen Selçuklu Komutanının
karşı tarafın safına geçmesi üzerine Sultan Mesut Kastamonu bölgesini Komutanlarından Şemsettin Yaman Candar 'a bağışlamıştır.
Ancak,Muzafereddinin savaş meydanında öldürülmesine rağmen Mahmut'un Kastamonu kalesini Candar Bey'e teslim etmemesi karşısında Şemsettin Yaman Candar bölgenin en müstahkem şatolarından biri olan Eflani'de yerleşti.
(1292) Bu olay sononda Eflani Candaroğulları Beyliğinin ilk merkezi olmuş bulunuyordu. (1309) Kastamonu'nun Süleyman Paşa tarafından alınmasından ve beylik merkezinin buraya nakledilmesinden sonra da Eflani bu beyliğin önemli kalelerinden biri olarak vasfını kaybetmemiştir.
Candaroğullarından KötürümBeyazıt'ın oğlu 11. Süleyman Bey,Murad-ı Hüdavendigar'ın yardımı ile iktidara yükselince bu yardımına karşılık Eflani kalesini ve çevresini onlara armağan etmek zorunda kaldı. 1402'de Ankara bozgunundan sonra dahi her iki beylik arasındaki sınır Eflani kalesinden geçmekteydi.
Bu tarihlerde Eflani bir yandan Amasra'da ki Cenevizlilere bir yandan da Candaroğullarına karşı bir savunma noktası olarak ayrı bir değer taşımaktaydı.Fatih Sultan Mehmet Ceneviz problemini halletmek üzere 1469'da harekete geçince Amasra üzerine yürüyen Türk birlikleri Eflani' de toplandı.
Deniz yoluyla Amasra önüne gelen Murat Paşa bu limanı savaşsız teslim alınca Eflani'de ki birliklerden ayrılan garnizon Amasra'ya gönderildi.Kastamonu'nun bir sancak haline getirilerek Anadolu Beylerbeyliğine katılması üzerine Eflani kalesinin artık stratejik bir fonksiyonu kalmadı.
Bu arada Eflani'nin askeri değerini kaybettiğini ve sadece çevre köyleri için bir Pazar yeri olarak basit bir ekonomik değer taşımakta ve bundan sonra kaynaklarda Eflani'den "Pazar" adıyla bahsolunmaktadır.
Kanuni devrinde Eflani 80 akçelik küçük bir kadılık olarak teşkilatlandırılmış ve Kastamonu Sancak Beyliğine
bağlanmıştır.Tanzimattan sonra kurulan yeni vilayet teştkilatında isi 35 parça köyü ile Kastamonu Vilayetinin Safranbolu ilçesine bağlı bir bucak olmuştur. Cumhuriyetin ilanından önce Eflani Safranbolu ilçesine bağlı olup, Safranbolu ise Kastamonu İline bağlı bir ilçe durumunda idi.
CUMHURİYET DEVRİNDEN BUGÜNE KADAR EFLANİ'NİN TARİHİ
Cumhuriyet yönetimine geçildiğinde Eflani Safranbolu ilçesine bağlı ve 35 köyü bulunan bir bucak merkezi idi. Bu dönemde Safranbolu' da Kastamonu İline bağlı idi. Bu durum 1927 yılına kadar devam etti.1927 yılında Safranbolu'nun Zonguldak İline bağlanması ile Eflani'de bucak özelliğini koruyarak Zonguldak İli sınırları içine alınmış oldu.
1953 yılında çıkartılan 6608 sayılı Kanunla Eflani ilçe merkezi oldu. 1995 yılında Karabük'ün de İl olması nedeniyle Eflani bugün Karabük İline bağlı 54 kövü ve 5 mahallesi ile küçük bir ilçe konumundadır.İlçe merkezinde belediye teşkilatı 1 Eylül 1953 tarihinde kurulmuştur.
İLÇENİN TARİHİ YÖNDEN İLGİ ÇEKEN YÖRELERİ
Eflani ilk ve ortaçağlarda Amasra kolonisinin İç Anadolu ile bağlantısını sağlamak amacıyla bir savunma şatosu olarak kurulmuştur. Bu tarihi başlangıçtan konuyu ele aldığımızda Eflani'nin ilk çağlardan bu yana çok önemli bir merkez olduğunu görebiliriz. Şemsettin Yaman Candar, bölgenin en müstahkem şatolarından biri olan Eflani'yi 1292 yılında Candaroğulları Beyliğinin merkezi yapmıştır. Konuyu özetlersek,Eflani; Bizans,Cenevizliler,Selçuklular ve Osmanlı medeniyetlerine beşiklik etmiş tarihi bir beldedir.Bu geniş zaman içinde ilçenin çeşitli yörelerinde bir çok tarihi yapıtlar meydana getirilmiş bu tarihi yapıtlardan bugüne pek azı kalmıştır. Bunlar da tarihi özelliklerini kaybetmek üzeredir. İlçe merkezindeki tarihi yapıtlardan Taşhan , Evliyahanı ve Refikdayıoğulları Oteli ile Tabaklar Köprüsü kısmen özelliklerini muhafaza etmektedirler. Ayrıca Gelicek ve Karacapınar köylerindeki bir çok ev tesbit edilerek koruma altına alınmıştır.Bunlara ilaveten hemen her köyde tarihi izler taşıyan benzeri eserler mevcuttur.Tarihi eserler arasında bugün kalıntılarına rastladığımız su yolları,manastır yıkıntıları,kaya mezarları,tümülüsler ve höyükler ile mağaralar mevcuttur. Ancak, bu tarihi eserlere ulaşmak için gerekli altyapı henüz oluşturulmamıştır. Bu nedenle bu tarihi eserleri görmek için turlar düzenlemek mümkün olmamaktadır.
Eflani 1953 yılında ilçe olmuş, 1995 yılına kadar Zonguldak'a bağlı kalmıştır. İlçenin Karabük iline uzaklığı 47 km dir. Yüksek dağlar ve vadiler arasında yer alan Eflani'min 5 mahallesi 54 köyü vardır. Yüzölçümü 536 km karedir Denizden yüksekliği 930 metre dir. Toplam nufusu 12.000 dir Şehir merkezinde 3885 kişi yaşamakta olup nufusun kalan kısmı köylerde yaşamaktadır. İlçenin en önemli yükseltisi Tepedağ (1043m.) dır.
EFLANİ İLÇESİNE GENEL BAKIŞ
GENEL DURUMU:
a)Genel yapı:
Bölge arazi yapısı bakımından iki farklı arazi kesiminden oluşmaktadır.Kuzeyde Çal köyünün kuzeyinde Mahmut kırma tepe (1088) m , kaletepe (1097 m), Ala taş tepe (1117 m), kösüreleik tepe (1150 m), Kartınaltı tepe (1102 m), Çoban kuyusu tepe (1084 m), Güneyde Kızılgüney tepe (81176 m) (Soğucak köyünün güneyinde), İğdirtepe (1040,5 m) (Günlüce köyünün güneyinde), Karlıtepe (938 m) (Müftüler köyünün kuzeyinde)
, Alankadı tepe (1056 m) (Kavak köyünün kuzeyinde), Güneyinde kalan ve ova köyleri olarak bilinen Karataş, Akçakese, Ovaçalış, Ovaşeyhler, Soğucak, Hacışaban, Bağlıca ve Kutluören köyleri Kuzeyden güneye doğru uzanan bir dere içerisinde yer alır ve Ovacuma bölgesine kadar uzanır.Diğer bölgeler arazi yapısı bakımından benzerlik gösterir.Genelde küçük düzlük ve tepelerden oluşur.Orta kısımda 3 Adet Gölet mevcuttur.Arazi tepelerde sert ve kayalıktır.Diğer bölgeler yumuşak bir yapıya sahip olup en ufak bir yağışta kaymaya müsaittir.
b) Dağlar :
Kuzeyde Çal köyünün kuzeyinde Mahmut kırma tepe (1088) m , kaletepe (1097 m), Alataş tepe (1117 m), kösüreleik tepe (1150 m), Kartınaltı tepe (1102 m), Çoban kuyusu tepe (1084 m), Güneyde Kızılgüney tepe (81176 m) (Soğucak köyünün güneyinde), İğdirtepe (1040,5 m) (Günlüce köyünün güneyinde), Karlıtepe (938 m) (Müftüler köyünün kuzeyinde), Alankadı tepe (1056 m) (Kavak köyünün kuzeyinde), bu tepelerde çam - meşe - köknar - ağaçları mevcut olup boyları 3 ile 15 metre arasında değişmektedir.
c) Yaylalar ( Platolar ) :
Bölgemizin kuzeyinde tek bir yayla mevcut olup (Akçakese köyü) ULUS İlçesi ile müşterek olarak kullanılan Ulu yayladır. Genişliği 3000 metredir. Mayıs ve Ağustos ayları arası turizme leverişlidir. Kış ayları kullanılmayıp ulaşımı zordur .
ULU YAYLA: (Akçakese köyü) Ulus İlçesi ile müşterek olarak kullanılan Ulu yayladır.Merkeze uzaklığı 20 km. dir. 14 km.si asfalt diğer kısmı stabilizedir. Genişliği 3000 metredir. Mayıs ve Ağustos ayları arası turizme elverişlidir.Her yıl 8 Ağustos tarihinde yayla şenlikleri düzenlenmektedir. Kış aylarında ulaşım zordur .
BEDİL YAYLASI:
İlçemizin kuzey-batısında yer alır. Merkeze uzaklığı 10 km. civarındadır. Yolun 6km. si asfalt diğeri ise stabilizedir. Yaylanın kuzeyi boydan boya,yüksekliği yer yer 70 ile 100m. arasında değişen kez kaya adında düz ve dik bir dağ sırasıyla kesilmektedir. Bu kaya üzerinden tüm ova köyleri kuşbakışı görülebilmektedir. Kez kayadan görülen bu manzara görenleri büyülemektedir. Dibek Pınarı ve çevresi çok güzel bir pişknik alanıdır. Özellikle sonbahar aylarında kanlıca mantarı toplamak için çevreden çok sayıda insan gelmektedir.
EŞEK MEYDANI:İlçemiz Eflani-Karabük yolu üzerinde ve ilçemize 10km. uzaklıkta yer almaktadır. Ulaşımı kolay ve herkes tarafından bilinen bir yerdir. Özellikle yaz aylarında piknikçilerin yoğun akınına uğramaktadır.(ğaralar :
Cinoğlu ( cinemaroz) Mağarası ( Kaya tüneli) : Acıağaç Köyünün 4 km. kuzey batısında yer alır. Yaklaşık 2,5 m genişlikte ve 2,5 m. Yüksekliğindedir.Tünelin at nalı şeklinde ağzı olup üzeri tonozludur. Tamamen el yapımı olan bu mağaramızın içersinde 130 merdivenden sonra karşımıza temiz bir su çıkmaktadır ve ileriye devam edilememektedir. Mağaranın ön kısmı tahrip edilmiş , iç kısımları yer yer kazılarak merdivenlerin çoğu kırılmıştır.
Ulugeçit Mağarası : Ulugeçit köyünün 500 m. Güney doğusunda yer alır. Mağaranın girişi 1m. Yükseklik ve 70 cm. enindedir. İçeriye girildiğinde ise yükseklik 3m. Genişlik 4m. Uzunluk ise 3,5 m. Civarına kadar uzanır. 1945 li yıllarda II. Dünya savaşında savaş endişesiyle mağaranın içerisi sığınak amacıyla temizlenmiştir. Mağaranın yaklaşık 500m. Batısında 75 cm yükseklik ve 60 cm. genişlikte , oval biçimde kaya tüneli bulunmaktadır. Yaklaşık 5m. Gittikten sonra tünel çökmeler nedeniyle daralmakta ve ileriye gidilememektedir.
Ayrıca Demirli köyü İncüğez mahallesi çevresinde , Bağlıca Köyü ve Karataş Köyü çevresinde birçok mağara bulunmaktadır. Bunların çoğu define avcıları tarafından tahrip edilmiştir.
EFLANİ TÜMÜLÜSLERİ
Eflani bölgesinde (24 tane) Tümülüs vardır.
Eflani'nin 1 saat doğusunda Esencik Köyünde 3 tane (ören) tepeleri , 7 tane de (kervan) tepeleri adını taşıyan 10 Tümülüs olup henüz kazılmamışlardır.
Eflani'nin yarım saat güney batısında Yalacık köyünde (köle ) tepesi, (Kocatepe) ve ( Çalışlar ) tepesi denilen 3 tümülüs vardır. Bunların çoğu kazılmış ve tahrip olmuştur.
Eflani'nin kuzey batısında Kıran Köyünün Paşabey mahallesiyle, Mevruk köyünün Mahmutlar mahallesi arasında Tümülüs bulunmaktadır.
F)HÖYÜKLER
Bu bölge verimli topraklarıyla bir ziraat yeridir. Onun için eski insanlar zaman zaman burada iskân yeri kurmuşlardır. Bunların sayısı 2 tane olup Ören tepesi, Semerco Tepesi diye isimlendirilmişlerdir.
ÖREN TEPESİ:
Eflani'nin Kılvar Köyündedir. Olduğu yerde etrafı tepelerle çevrilmiş küçük bir düzlük ve bir de pınar vardır. Tepenin boyu 120 eni 50 yüksekliği 10m. dir. Doğu tarafının tepesine yakın yerinde biraz kazılmış moloz taşından harçla yapılmış bina temeli çıkarılmıştır. Höyükte bulunan çanak çömlek parçaları şu evsaftadır.
1-İçine kum karıştırılmış olan ince hamurdan çarkla yapılmış perdahlı ve gri parçalardır.
2-Aynı vasıfta olan çanak çömleğin bir de pembe renklisi vardır.
SEMERCO TEPESİ:
Höyük Eflani'nin Ulugeçit Köyünün güney bitişiğindedir.Boyu ve eni 150 yüksekliği tabiî tepeyle beraber 40m.dir. üzerinde eni ve boyu 60m. olan bir düzlük olup tarla haline getirilmiştir.Doğusundan kazan köylüler küp,kömür, saman ve bina temelleri çıktığını söylemişlerdir.Bulunan çanak çömlek 2 kısma ayrılmıştır.
1-Hamuruna kum karıştırılarak çarkla yapılmış siyah veya grimsi parçalardır.
2-Aynı teknikle yapılmış içi ve dışı pembe renkli parçalardır.
ASAR KALESİ
İlçemiz Seferler Köyü kayalı mahallesinin 250 m. güneyinde doğal bir tepenin üzerine kurulmuştur. Doğu ve batısı oldukça yüksek ve % 50 meyillidir. Kuzey batısı daha alçak olduğundan dolayı kaleye bu tarafından çıkılmaktadır. Tepesinde kuturu 30m. olan bir düzlük vardır. Bu düzlük tarla halindedir. Etrafında harçsız moloz taşından yapılmış bir sur enkazı bulunmaktadır. Kale Osmanlılar zamanında savunma amaçlı olarak kullanılmıştır.
EFLANİ İLÇE AKARSULAR
Akarsular :
Kuzeyden batı istikametine akan 1,5 Km uzunluğunda yer yer 1 ile 5 metre genişliği bulunan yer yer 15 cm. ile 1 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 5 m3 debisi bulunan Kızılcık deresi,Kuzey batıdan kuzeye doğru akan 700 m uzunluğunda yer yer 1 ile 5 metre genişliği bulunan yer yer 20 cm. ile 1 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 4 m3 debisi bulunan Değirmendere,Kuzey batıdan kuzeye doğru akan 2,5 Km
uzunluğunda yer yer 1 ile 7 metre genişliği bulunan yer yer 20 cm. ile 1 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 8 m3 debisi bulunan Fındıklı deresi,Kuzey batıdan kuzeye doğru akan 2 Km uzunluğunda yer yer 1 ile 5 metre genişliği bulunan yer yer 20 cm. ile 1 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 6 m3 debisi bulunan Korukıyı deresi,Güney doğudan kuzeybatıya doğru akan 300 m uzunluğunda yer yer 1 ile 3 metre genişliği bulunan yer yer 10 cm. ile 50 m derinliği bulunan geçiş zorluğu yaşatmayan, saniyede 2 m3 debisi bulunan Kandamış deresidir.Bütün dereler geçiş imkanı sağlamakta olup yaz aylarında kuruma derecesinde suları azalmaktadır
Göller-Göletler ve Barajlar :
Bölgede tabii göl yoktur. DSİ tarafından sulama maksadıyla 3 adet gölet yaptırılmış olup bunlar; 1 Km genişlikte 20-25 m derinliğinde Bostancılar göledi, 1150 m genişliğinde 25-30 m derinliğinde Ortakçılar göleti ve 2500 m genişliğinde 40-50 m derinliğinde Esencik göletleri mevcuttur. Bölgede baraj bulunmamaktadır.
ŞİFALI SULAR
İlçemizde bilinen 2 adet şifalı su kaynağı bulunmaktadır.
1.Yağlıca Köyü sınırları içersinden çıkıp Safranbolu Çatak Köyüne akan ACISU, yaklaşık 0.5 lt/sn debiyle kaynaktan çıkan bu su maden suyu tadında olup kükürt ve demirsülfür içermektedir. Kaynaktan çıktığında ağır bir koku yaymakta ve geçtiği yerde sarı kahverengi bir renk bırakmaktadır. Çevre ilçelerden çok sayıda insan bu suya gelerek yıkanmakta ve cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.
2.Abakolu Köyü Doğanoğlu Mahallesi sınırları içersinde doğup Kuloğlu deresine karışmaktadır.Çingen Köprüsünün yaklaşık 2 km. kuzeyinde ve yukarısında dik orman arazisinin çay tabanına yakın bir bölgesinden 20 lt/sn debiyle çıkmakta ve burada bir havuzda toplanmaktadır. Yöre insanı burayı çok iyi bilmekte ve özellikle hasat mevsiminden sonra gelerek suda yıkanmaktadır. Fiziksel ve kimyasal özellikleri Acısu ile aynıdır. Çeşitli cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Bu su civarında tabiat çok güzel olup sağlık turizmine yönelik tesislerin yapımına uygundur.Bu tür tesisler yapıldığında bu bölge sağlık turizmi,ofroad turları ve av turizmine açılabilir.Ayrıca bu mevkiden geçen Kuloğlu deresi üzerinde alabalık üretim çiftlikleri kurulabilir.Hayvancılık yapılabilir.
EFLANİ İLÇE İKLİM
a) İklim
Eflani İlçesinde genelde karasal iklim hüküm sürmektedir.Yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve bol kar yağışlıdır.Ancak Ova köylerinin kuzeyinde yazları daha sıcak kışları daha ılıman ve az yağışlıdır.
b) Hava Şartları :
Bölgenin tamamında kış ve yaz aylarında yoğun sis görülür.Bu havalarda görüş mesafesi bazen 5 metre kadar düşmektedir. Kışın fazla kar yağmasından dolayı Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında ova köylerinin yolları kapanmaktadır. Ayrıca bu aylarda özellikle Asfalt yollarda buzlanma olmaktadır. Bölgenin hakim rüzgarları lodos ve poyrazdır. Kış mevsiminde kuzey batıdan güneye doğru 1-6 Km hızla esen rüzgarlar görülmektedir.
EFLANİ İLÇE BİTKİ ÖRTÜSÜ
BİTKİ ÖRTÜSÜ
İklimi her mevsim yağışlı olduğundan ormanlarla kaplıdır.Kültür bitkileri yetişmez.İlçe topraklarının 19.942 hektarı ekilebilir, 26.524 hektarı çayır ve meradır. 34 hektarı meyvalık,4.400 hektarı da ekilemeyen arazidir. Bölgemizde yaz ve kış aylarında yapraklarını dökmeyen karaçam, sarıçam ağaçları ile kışın yaprak döken meşe, palamut, kayın, ardıç ormanları mevcuttur. Tepeler arasındaki düzlük arazilerde arpa ve buğday ekilir. Bölgenin çok soğuk olması don olaylarının meydana gelemsi meyve ve sebze yetiştirilmesini engeller. Buğday ve arpalarda bu nedenle verim çok düşüktür.
EFLANİ İLÇE ULAŞIM
ULAŞIM
Eflâni çevresinde bulunan Safranbolu,Karabük,Daday,Pınarbaşı'na asfalt yolla bağlıdır. Pınarbaşı,Azdavay ve Selalmaz'dan İstanbul'a giden araçlar kısa olduğuğundan Eflâni'den geçen yolu kullanmaktadırlar. Bu da ilçemize haraket getirmektedir.İlçemizden İstanbul'a her gün otobüs seferleri vardır.Ayrıca İstanbul'dan ilçemize de her gün otobüs seferleri yapılmaktadır.Her saat başı Karabük ve Safranbolu'ya minübüsle ulaşım sağlanmaktadır.İlçeyi Karabük'e bağlayan yolun 26 km.lik bölümünün 18 km.si yeniden diğer yerlerinin ise tamir ve bakımı yapılmıştır. İlçenin köyler arasındaki yolların da büyük bir bölümünde asfaltlama yapılmıştır.
GEÇİM KAYNAKLARI
1.TARIM:Toprakların 14.860 Dekar'ı sulu arazi 374.000 Dekar'ı susuz arazi 350.000 Dekar'ı orman alanı 10.000 Dekar'ı kültür dışı alandır. Mevcut üç sulama göledinin çevresi hariç bölgenin tamamında kuru tarım yapılmaktadır. İlçe ve köylerinde tahıl ekilmekte,ekonomik değeri olan kültür bitkileri yetiştirilmektedir.Tahıl tarımında traktör ve gübre kullanılmasına rağmen verim çok düşüktür.Bu da tarımın bilinçli olarak yapılmadığını gösterir. Tahıl üretimi verim ve ekilebilir arazi az olduğundan ekonomik bir değer taşımaz.Ancak ekmek yapımı,hayvanlara yem ve saman sağlar.
MADENLER:
Bölgemizde Yağlıca köyü civarında ve Esencik köyü civarında geniş mermer yatakları mevcut olup,bunlarda küçük işletmeler tarafından yaz aylarında çıkarılmaktadır.
ŞENLİKLER:
Turizm maksatlı Akçakese köyü Ulu yayla da 16 AĞUSTOS' DA Yağlıca köyünde 25 TEMMUZ'DA buzağı şenliği düzenlenmektedir.
2.HAYVANCILIK
İlçe merkezi ve köylerinde yerli ırk,küçük yapılı,et ve süt verimi beslense de son yıllarda bu alışkanlıktan vazgeçilmeye başlanmıştır. Ef-Ko yoluyla iyi cins inekler ilçe köylerine gelmiştir. Fabrikasyon yem tüketimi azdır . Etleri kalitelidir. Köylerde az miktarda koyun beslenir.Tavukçuluk ise aile ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. Yaklaşık 25.000 adet büyükbaş, 11.500 adet küçükbaş (Koyun Keçi ) tahminen 60.000 adet kümes hayvanı ve tahminen 2.000 adet arı ekovanı mevcuttur.
3.MEYVECİLİK
İlçe ve köylerinde elma,armut,ceviz,erik yetiştirilmektedir.Ancak bunların bakımı ve ilaçlanması yönünde gerekli uygulamalar yapılmamaktadır.Yetiştirilen ürünler aile ihtiyacını karşılamaya yöneliktir.
4.SEBZECİLİK
İklimi sert olduğundan birçok sebze çeşidi yetiştirilmez.Ancak fasulye ,kabak, mısır ,nohut, patates,soğan gibi sebzelerden iyi verim alınabilir.
5.İŞÇİLİK
İlçe köylerindeki halkın büyük bir kısmı Karabük DÇ emeklisidir.Ayrıca İstanbul'da fırıncıların ve pastacıların %80'i Eflânilidir.Bunların bir kısmı İstanbul'a yerleşmiş,bir kısmı da mevsimlik olarak gidip gelmekte ailesinin geçimini bu şekilde sağlamaktadır.İlçe ve köylerimizde iş sahası olmadığından sürekli bir göç olayı vardır.
EFLANİ İLÇE NÜFUS
NÜFUS
İlçe merkezinde toplam nüfus mahallelerle birlikte 2600 civarındadır.Kadın-erkek nüfusu hemen hemen eşittir. İlçenin köyleriyle birlikte nüfusu sürekli değişmekle birlikte 10.000 civarındadır.Bu nüfusa gurbetteki nüfusu da eklersek 30.000 gibi rakamlar çıkmaktadır.Bu ilçeden büyük bir göç olduğunu ve devam ettiğini göstermektedir.
İlçede merkezde 1,köylerde 2 olmak üzere 3 sağlık ocağı bir de sağlık evi vardır.Köylerdeki sağlık ocaklarında genelde doktor bulunmamaktadır.Gelen doktorlar yeni mezun olup,kısa sürede başka yerlere tayin istemektedirler.Bu yüzden köylerdeki sağlık taramaları ve aşılar merkez sağlık ocağı tarafından yapılmaktadır.
Köylerde kanalizasyon büyük bir sorundur.Çoğu evlerin kanalizasyonu yoktur.İçme sularının çoğunun gerekli tahlilleri yapılmadan içilmektedir.
Aşı bilinci yerleşmektedir.
Az da olsa akraba evliliklerine rastlanmaktadır.Hastalıklara karşı kurşun dökme gibi batıl inançlara az da olsa itibar edilmektedir.
EFLANİ İLÇE KÜLTÜR
KÜLTÜR VE EĞİTİM
İlçe merkezinde okuma yazma oranı %99, köylerde ise %95 civarındadır. köy okullarının tümü Merkez Atatürk İlköğretim Okulu ve Şehit Ali Şen Korkut İlköğretim Okulu'na taşımalı veya Avni Akyol YİBO'ya yatılı olarak alınmıştır. İlçe merkezinde 2 ilköğretim,1 yibo ve bir de çok programlı lise vardır.Ayrıca Çalıkahvesi'nde bir ilköğretim okulu vardır.İlçemiz İMKB ÇPL öğrenci sayısı gittikçe artmaktadır..Tüm okullarımızda birer adet bilgisayar laboratuvarı bulunmaktadır.
Halk Eğitimi Merkezi ilçe merkezinde ve köylerde halıcılık.biçki-dikiş,avcılık ve atıcılık, bilgisayar, cember kursları düzenlemektedir.
İlçenin kendine ait oyunları ve türküleri yoktur.Giyimlerde eskiden kullanılan fes,kuşak gibi yöresel giyimler hemen hemen yok denecek kadar azalmıştır.Cember alışkanlığı ise 35 yaş üzeri kadınlarda devam etmektedir.
İLÇE VE KÖYLERİNDEKİ BATIL İNANÇLAR
Gece tırnak kesmek,akşam horozun ötmesi uğursuzluk sayılır.Kurşun dökmek,belli yerlerdeki ağaçlara ip bağlamak,türbelerde kurban kesmek,gece ıslık çalmak,önünden kedi, köpek, tavşan geçmesi,arabanın önünden kadının geçmesi , baykuş ötmesi
KOOPERATİFÇİLİK
İlçe köylerinde kooperatifçilik yoktur.
İlçe merkezinde köyleri de içersine alacak şekilde kısa adı EF-KO olan, üretime ve ürünleri değerlendirmeye yönelik kooperatif kurulmuştur.Bu kooperatif çalışmalarını süt ve hayvancılığa yönelik sürdürmektedir.Bu kooperatif süt ürünlerini değerlendirmek için 1 adet süt fabrikası kurmuştur.
İlçede çiftçiye hizmet veren 1 de Tarım Kredi Kooperatifi bulunmaktadır.
EFLANİ İLÇE GELENEK VE GÖRENEKLER
GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZ
İLÇEMİZDE DÜĞÜNLER:
İlçemizde düğünlerin geleneksel özellikleri vardır. Fakat gerek teknolojinin gelişimi gerekse ekonomik gelişmeler bazı gelenekleri değiştirmiştir. Eskiden düğünler sekiz gün sürerdi. Düğünler genelde içkili ve davul-zurna eşliğinde yapılırdı. Cuma günü baklava bağlama dediğimiz tatlıları hazırlama işlemleri başlardı. Salı gün akşamı damat evinde köylü gecesi düzenlenirdi. Buradaki amaç ertesi gün çalışacak ve misafirlere hizmet edecek gençleri ağırlamaktır. Çarşamba günü sabahtan 11-14 arası kız tarafı ve yakın çevreleri erkek evine gelir ve ağırlanır.Saat 14'ten sonra ise danacı diye adlandırılan genç çevresi (gelinin erkek kardeşleri varsa öncülük eder.) düğün evine gelirler.Geç saatlerekadar, belki de sabahlara kadar eğlenilirdi.Çarşamba günü ikindi saatlerinde damada kına yakılır , aynı gün akşamı geline gelin evinde kına yakılır ve kadınlar kendi aralarında eğlenirler.Perşembe günü ise saat 11 civarında kız almaya gidilir.Gelin çıkması davul-zurnaeşliğinde saat14-15 civarlarında olur.Cuma günü ise duvak dediğimiz kadınların düğünü vardır.Öğle saatlerinde başlar ve Cuma namazından sonra damadın içeriye gelerek gelini dışarıya çıkarmasıyla duvak sona erer.Pazar günü ise damat-gelin yakın çevresini yanına alarak baba evini ziyarete gider. 3 gecelik dediğimiz bu olayda sofra kurulup yemeğe başlayasıya kadar damat kimseyle konuşmaz.Sofraya oturduğunda yemeğe hemenbaşlanmaz.Sofrada yemeğin üzerine kaşıklar çatılır ve beklenir.Gelinin babası damada bir hediye vaat eder. (bu genellikle tarla veya hayvan olur.)Bu hediyeden memnun kalınırsa yemeğe başlanır ve damadın dili çözülür. Daha eskilerden yani köylerde yol ve traktörolmadığı zamanlarda kızın çeyizlerinden oluşan başlık arabası öküz arabası idi.Öküzlerin koşulduğu boyunduruğun ortasına büyük bir çan bağlanır ve araba süslenirdi.Dünürşü dediğimiz damat tarafının kadınları ve erkekleri kendi aralarında at yarışları düzenlerlerdi.Gelin at ile getirilirdi.Atın özellikleri ve güzelliği çok önemliydi. Yolların yapılması , arabaların çoğalması ile bu gelenek kalkmıştır.Gerek ekonomik şartlar, gerekse içkinin etkisiyle bazı kişilerin taşkınlık yapması davullu düğünleri azaltmıştır.Yakın zamanda salon düğünleri yaygınlaşmaktadır.
Düğünlerde Gelin Ve Damada Kına Yakımı
CENAZE: Cenazenin arkasından her yerde olduğu gibi yas tutulmaktadır.Cenaze evinde yemek verilir.Devir dediğimiz ölmüş kimsenin anısına, yakınları tarafından fakirlere ve hayır kurumlarına kişinin maddi durumuna göre yardımda bulunulur.Ölümü takip eden Cuma namazı sonrası Camiye helva getirilerek cemaate dağıtılır.7ve 52 gün sonra cenazenin yakınları tarafından Mevlidî Şerif okutulur, dualar yapılır,ileriki tarihlerde de uygun zamanlarda hatim ve dualara devam edilir.
BEDDAM: Baharın müjdecisi olan 21 Mart günü yüksek bir tepeye çıkılarak büyük bir ateş yakılır ve ateşin etrafında toplanılarak eğlenilirdi.Daha önce pişirilmiş olan yumurtalar tokuşturularak yarışmalar düzenlenirdi.Yumurtası kırılan ,yumurtayı kıran kişiye kırık yumurtasını verirdi.Bu alışkanlıklar ilçemizde tamamen kalkmıştır.
HIDIRELLEZ: Mayıs günü türbelerde ateşler yakılır , yemekler pişer, adakları olanların getirdiği hayvanlar kesilir ve çevredekilere dağıtılır.Topluca namaz kılınır ve dualar okunur.
BAYRAMLAR VE ZIYRAT:Ramazan ve Kurban Bayramından 1 gün önce Zıyrat dediğimiz mezarlık ziyaretleri yapılır.Topluca namaz kılınarak geçmişlerin anısına dualar okunur.Bayram günü ise namazdan sonra yaşlılar öne geçmek suretiyle sıra olunur ve bayramlaşma yapılır.Bayramlaşmadan sonra topluca yaşlılar ve hastalar ziyaret edilir. Çocuklar ise bir araya toplanarak evleri dolaşır,bayramlaşarak şeker ve harçlık toplarlar.
SÜNNET DÜĞÜNLERİ:Çevremizde eskiden sünnetler işin ehli olmayan gezici kişiler tarafından yapılırdı. Son zamanlarda sünnet düğünleri yaygınlaşmaktadır.Sünnetten birgün öncesi akşamı kadınlara yönelik kına gecesi düzenlenir ve oyunlar oynanır.Ertesi gün sünnetten önce konvoy oluşturularak sünnet olacak çocuklar gezdirilir.Sünnetten sonra isekadınlar arası mevlit okutulur ve yemek verilir.
EFLANİ İLÇE YEMEKLER
YÖRESEL YEMEKLERİMİZ:
İlçemizde her türlü yemek yapılmaktadır. Geniş bir yemek kültürüne sahiptir.Özel günlerde yapılan ve davetlilere ikram edilen en ünlüleri hindi eti, bandırma, çökelek gözlemesi, mantar gözlemesi, et gözlemesi, pörüşke, lokum, mıklama, malak , zıyratlarda miyana helvası, özel günlerde yapılan aşure yemeklerini sayabiliriz.
YÖRESEL CEMBER BEZİ
AV VE YABAN HAYATI
İlçemiz ormanlarında çeşitli yaban hayvanları yaşamaktadır.En çok rastlananlar ve avlanan hayvanlar tavşan elik, tilki kurt , yaban domuzu , ayı, keklik , bıldırcın, yaban ördeği, yaban kazı, kara tavuk vb. hayvanlardır. Ayrıca Göletlerimiz balık avcılarının gözde mekanlarındandır. Göletlerde İsrail sazanı , aynalı sazan ve çay balığı gibi balık türleri bulunmakta ve avlanmaktadır
EFLANİ İLÇE TÜRBELER
İLÇEMİZDE TÜRBELERİMİZ
Çalışlar Türbesi
ÇALIŞLAR MAHALLESİ TÜRBESİ
Çalışlar Türbemizde 12 kabir vardır. Bunlardan biri çocuk biri bayan 10 tanesi de erkek. Erkeklerden ikisi Orta Asya'dan (Buhara veya Horasan) gelmişler. Çocuğunda bunlarla beraber geldiği sanılmakta.
İkisi de, bu ilk gelen zevatı defneden talebeleri. Diğerleri Köyün içinden bunlara yakın olan, bunların sohbet ve sırlarına vakıf olanlar.
Biri zamanın İmamı (Safranbolu Kızılören köyünden),
Biri İmamgil'den Hüseyin efendi,
Birisi de Hatip'gilden Şeyh İsmail efendi.
Bu Zat-ı Muhteremler Orta Asya Buhara veya Horasan tarafından takriben 300 veya 500 sene evvel (2 kişi) irşad için bu beldeye gelmiş, uzun yıllar hizmet etmişler.Bir müddet köylüler kendilerini misafir etmiş.Daha sonra Caminin üst katında kendilerine tahsis edilen odada kalmışlar. Ömürlerinin sonuna kadar burada ikamet etmişler.Bir sonbahar mevsimi akşam sohbetten sonra Caminin İmamı (Safranbolu Kızılören tarafından) ve yanında köyden de iki kişi ile (biri İmamgil'den, biri de Hatip'gilden Şeyh İsmail) beraber iken bu iki zat çok sıkıntılıdırlar. İmam, sıkıntılarının sebebini sorar söylemek istemezler. İsrar edince; "Bize emr-i hak vaki olacak bu gece, üç geyik gelecek bunları kurban ediniz, etini dağıtınız,bizi
yıkamaya gelecekler onların yıkamasına müsaade edin" demişler. İmam sabahleyin Ezan okumak için minareye çıkarken odanın önünden geçiyor. Kapıya üç defa vuruyor 'sallu sallu sallû' diyor. Ezanı okuyup dönüşte gene kapıyı vurup 'sallû sallû sallû' diyor, geçip sabah namazına duruyorlar.Namaz bittikten sonra Camiden ilk çıkan kişi kapıdan çıkar çıkmaz azametle bağırıyor, "burada yabancı hayvanlar var" diye. İmam hemen yerinden fırlar dışarı çıkar yabancı hayvanları (geyikleri) görür. İmam bu gördüklerinizi kimseye söylemeyin der ve üst kata bu Zat-ı Muhterem'lerin kaldığı odaya gider. Bakar ki ikiside vefat etmiştir. Cemaat dışarı çıktığı zaman görürler ki geyikler sanki kurban olacak kurbanlık gibi kıble istikametine yatmışlar.Hayretler içinde kalırlar.Bu geyikler burada kurban edilir. Eti cemaate dağıtılır. (Türbede bulunan geyik boynuzlarının bunlar olduğu sanılmaktadır.)Aynı gün hakikaten yabancı iki kişi gelir ve bunları yıkar ve defnederler. Allah rahmet etsin cümlemizi şefaatlerine nail eylesin…Mahallenin bir manevî havası vardır. Hanelerin lakablarına bakıyoruz hepsinin manevî kökenli olduğunu görüyoruz. (Hacıgil,İmamgil,Hatipgil,Alişıhlar,Dervişoğulları….gibi)
Genellikle manevî değerlere sahip çıkılıyor. Son zamanların büyük alimi Bediüzzaman hazretlerinin has talebelerinden Mustafa SUNGUR' da bu mahalledendir. Bu mahallede düğünler davulsuz, içkisiz yapılırmış. Bu türlü hallerde kerametvarî hadiselerin ortaya çıktığı rivayet edilmektedir.Camide (1840-60 yıllarında) yangın çıkmış. Caminin tamamı yanmış, ağaç minare yanar vaziyette türbenin üzerine doğru yıkılmış, ama türbe ağaç olmasına rağmen hiç yanmamış. Yangın sanki bıçakla kesilmiş gibi türbe tarafında sönmüş
Resmî Kayıt hakkında; Eskiden Eflani Belediyesinde mahallelere bakan bir bölüm varmış (Kütb-ü ……) Burada mahalle vetürbeye dair bir risale varmış. Ama burası yanınca yangınla birlikte yanmış.
Kaynak; Muhittin SUNGUR ona amcası Hacı İzzet (1307 doğumlu ) anlatmış.
(Aynı zamanda büyüklerin rivayeten anlattıkları da bu istikamettedir. Eğer bir gün resmi kayıtlarda bunlar hakkında daha geniş bilgi elde edilirse kaynaklara göre bu bilgiler yeniden değerlendirilecektir.
Acıağaç Türbesi
Günnüce Köyü Türbesi
EFLANİ İLÇE KÖYLERİ
Köyler:
Abakolu | Acıağaç | Aday | Afşar | Akçakese | Akören | Alaçat | Alpagut | Bağlıca | Bakırcılar | Başiğdir | Bedil | Bostancı | Bostancılar | Çalköy | Çamyurt | Çavuşlu | Çemçi | Çengeller | Çörekli | Çukurgelik | Çukurören | Demirli | Emirler | Esencik | Gelicek | Gökgöz | Göller | Güngören | Günlüce | Hacışaban | Halkevleri | Karacapınar | Karataş | Karlı | Kavak | Kıran | Kocacık | Koltucak | Kutluören | Müftüler | Mülayim | Osmanlar | Ovaçalış | Ovaşeyhler | Paşabey | Pınarözü | Saçak | Saraycık | Seferler | Soğucak | Şenyurt | Ulugeçit | Yağlıca
Karabük İlçeleri: Merkez ilçe | Eflani | Eskipazar | Ovacık | Safranbolu | Yenice
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder